Bir çaydanlığımız vardı
sapı kırık üzeri isli
sabahtan başlardı kaynamaya
gün boyu beş kez demlenirdi
karanfil kokardı kaynayan çay
inçe beli bardakların sevdalısıydı
kesme şekerin dostu
soğuk kış günlerinin
sıçak yüzüydü
set üstü ocakları göremedi
porselene yenik düştü
yinede pes etmedi
isli çaydanlık
kaynamaya devam etti
şehirde olmasada
köyde yaylalarda
yaşayıp giti isli çaydanlık