Metin Yaramaz '
Bilinmeyen
aristokrat yengi bir bilinmeyen denklemde işledi
kim bilgi sandıkladıysa cürümüne
sandıkladığından kabiline verdiyse
katmana kat koyarak katını yükseltti
iki bilinmeyen denklem gediğinde
insanı
bilenler-bilmeyenlerden araladı
üç
beş' derken bin çeşit bilinmeyenden(aslında bilinebilen)
tıp türetildi
hukuk gürletildi
bilgi
teknoloji
bilişim'
zikir işledi
işledi
insan türettiğiyle insana hükmetti
illetli savaş yıkım işletti
işle babam
tuşla balam
işlemen de tuşlaman da fukaraya yıkım sofrası oldu paşam
topal Necmi reçeteyi okur-anlamaz
-hay senin endikasyonunu da kontrendikasonunu da ..
anasından emdiği süt gibi
helalinden basar kalayı'
ana avrat kalmaz reçeteleyenin
lakin küfrün namlusu olmaz
dayasın iki kaşının ortasına
bilinmeyenden simsariye godoşluk arttıranın
makatından çıksın kurşun'
hilebaz süte su katsa
ekmek gramajından çalsa
depoda odun ıslayıp satsa da
topal Necminin yediği pandik daha ala herbirinden
hepimiz topal Necmide bütünleriz
dil aldı başını gidiyor
anlaşılmaz dipsiz bir kuyu
hileden sertifikalarla ayırdıkça
bilinmeyen uzaklaştırdı insanlığı birbirinden
mesleğinin postuna bürünen
yırtıcı bir çakal gibi akıttı salyasını'
fukara düşürülen bilmeyenin üzerine'
kavramlarla kavratıldık
demokrasi umut sömürgeliğine
fukaralıkta bütünleşik bırakıldık birbirimize
ey kulağı sağır dili kesik
gözleri kapatılmışlar
hilebazlar umutlarımızla oynarlar
nesiller hep aynı umut yolculuklarında aldatıldı
vaat tacirleri ruhlarımızı avladı
aristokrat yengi bir bilinmeyen denklemde işledi
bilinmeyene mahkum ettikleri
bütünleşik fukaralıklarımız korkularımıza silkelendi
bilinmeyenle bilmemiz kelepçelendi