Yalnızlığım kalabalıklarda çoğalır benim
Issızlığa özlem duyarım gün be gün
Lakin buna olanak bulamam her zaman
Dün de böyle bir gündü sana geldiğimde
Ilık bir bahar günü özlemi vardı içimde
Zaman, zaman bunaldığım temmuz sıcağında
Serde de erkeklik var hani, belli etmemek de lazım
Hayranlıktan açık kalabilirde ağzın,
Kırılabilirde düşlediğin hayallerin
İçimde bir garip heyecan sana öylesine geliyordum
Buradayım gel diye elini kaldırdığın ana kadar
Kimdin yada neydin,nasıl biriydin bilmiyordum.
Ellisine merdiven dayanmışlığımla gelmiştim
Adını söylerken sanki yıldız tozuna bulanmıştım
Belli etmemek için ilk anda vurgun yemişliğimi
Hayranlığımı belli etmemek için çırpınırken
Derin bir ormanda süzülen güneş ışıkları gibi
Saçlarının gizlediği yeşil bakışlarına yakalandım
-Ne alırdınız? diyen sesle sıyrıldım bu heyecandan
Sığınağım olacakmış gibi çay istedim garsondan..
Çenem mi düştü birden, yada bir başka neden
Nasıl geçti anlamadan onca zaman
Bir sürü şey anlattım sana oradan buradan.
Bilinçaltı dedim ama gözlerinde gördüğüm aşktı
Bu aşkı tutmak ister gibi elim elini istiyordu
Dudağım kurumuştu bu yüzden öpemedim seni
Sonra kızdım kendime korkak pısırık seni
Bu tanışma sonrası bende böyle duygular vardı
İstanbul'da temmuz sıcağı gönlümde bir aşk vardı