Yalnızca ben değil ki
Hemen herkes biliyordu
Kaç bin yılın günahkârıydı
Herkesin aşkı olan bu şehir
Şubat yüzünü marta
Henüz döndüğü günlerdi
Ne günah işlediyse gene
Uğradık gök tanrının hışmına
Dahası biz, öyle sanmıştık.
Bir sabah karla uyandık
İstanbul bu…
Kimler gelmemiş ki önünde dize.
Hiç bir günaha o soyunmamış gibi
Taze bir gelin edasıyla
Genç bir kız kadar masum
Karlara bürünmüş halde
Duruyordu karşımda.
Ben arzu dolu benliğimi
Korkuyla çekerken geri
O sanki gelinliğini giyiyordu
Üstüme, üstüme geldi sandım
Başımda esen İstanbul Rüzgârları
Kulağıma şöyle fısıldıyordu
En büyük
En güzel sevgili tanrıdır diyordu.
Onu incitmekten korkarsan eğer
Korkmazsın hiçbir gazabından (*)
O en sevgilinin
Mutluluklara serptiği konfetilerdir.
Senin çekindiğin kar.