Kocaman bir yağmur edebiyatı şaheseriydiniz siz,
Biz tümcelerinizin teninde gezinmeye doyamazdık.
&&
Yorgundu kurşuni şafaklarımız,
Kirli sakalımızın örttüğü ölümlerle,
Kaldırıma serili lekeli sabahları avlardık,
Adım başı bir İstanbul yalnızını taşırdık avcumuzda,
Baldırı çıplak renklerden gri idi gölgelerimiz ve,
Cam göbeği tükenişlerde özlerdik sıradanlığı,
Tüm uçurtmalarımız çamura batmış,
Tüm misketlerimiz örümcek gözlerde yitmişti,
Kömür sobalarında oynatırdık dudaklarımızı,
Sırtımız fırça darbelerinden geçilmezdi,
Aşk yüreğimizde bedavaya oturan her daim bavulu elinde
Uzun,ince temaslarla ruhumuza dokunan,
Lakabını nüfusa kayıt ettiremediğimiz tek döpiyesli bir kiracıydı,
Mahallemiz baştan aşağı güncel yalanlar söylerdi adınıza,
Tüm evler eğik,
Tüm vakitler dardı,
Siz salına salına hayallerinizi iki topuklu pabuca sığdırırken,
Sokak lambaları hep sizi sayıklardı kuşpalazlarında,
Bıçkın sanırdık biz kendi köprülerimizi izinsiz,
Dik açı ile üstümüze devrilmeleri
Üç beş sövgüye,yosma günceye istimlak edilerek,
Bizi üşengeç nefeslere terk etmeleri
Ne denli kolaymış oysa,
Her dem güneşin sırtlarında heyecanla,
Şiirler okurduk ayalarınız için,
O çizgi çizgi ayalarınız,
Döğüştüğümüz de olurdu siz uğruna,
Şakaklarımız söğüt söğüt kanardı,
Yine de bilirdik,
Hiçbirmizin siz&sizin hiçbirimiz olamayacağınızı,
Ki ne siz katlanabilirdiniz biz gibi yok olmaya,
Ne biz dayanabilirdik siz gibi var tanınmaya,
Bir gün geçip gittiğinizde de önümüzden,
Şöyle afilli kemik bir Chevrolet'de
Yüzünüzü daha önce tanımadığımız düşlere satıp,
Arz-ı endam ederken,
Hatırlamazsınız;
Rüzgarın hatıralarında seviştiği saçlarınızın peşinde,
Biz kaldırımları öldürüyorduk kanırta kanırta,
Şimdilerde;
Yine biz sizi yaşıyoruz sağ salim,
Yine adınıza şiirler okuyoruz,
Bu kez;
Güzel sözler kırılıyor&biz,
Bakışlarımızın boşluğuna batan kırıklarda sizi topluyoruz.
Sizi sevmekten vazgeçemeyenler...