Su mu taşıyor gök (kanatlarında)
gök, ağzı yalın, ağzı dikişli
dikişli ve nedendir bilmem
bilmem bu anlarda kuşlar
kuşlar; kanatlı uygarlık nasıl gri
Avizelerin parıltılı taşlarında sallanan çocuk
çocuk; bakışlarında yoğun kedi uysallığı
uysallığını, toprak altından çekip almış
almış olduğu nice Sakkara kumları ile
(Kedileri severim Mathilda bilirsin
bilirsin en çok sokak kedilerini)
Üzerine arta kalmışlığını artıran soğuk taş
taş gözlerine gece ışıkları mı süzülür geride kalmışlığın
kalmışlığın İvan İlyiç'in o yaşanmamış manidar ölümünde gizli
gizli dünyaya aidiyetini sormak tırnak uçlarına kazındı işte
işte sor şimdi ben, biz, sen ve siz "Neden"
(İvan İlyiç tüm yaşamamışlığını bana bırakmış Mathilda
Mathilda yaşamayan birini öldürememen adil değil)
İyi kötü ve çirkin arayışlarının en sapağında
sapağında bir dört mevsim overtür uçurumunun
uçurumunun sığınak sanılan uç noktalarında
noktalarında baş başa vals yapan iki intihar güvercininin
güvercininin başlangıç ile sonu hep aynı yerdedir
(Mathilda iyi Mathilda, bendim doğru kötü ve çirkin
çirkin olmak ise başıma gelen en güzel şeydi aslında)
Evet Mathilda evet, çanlar benim için çalıyor
çalıyor bu çıkmalar meydanında
meydanında çıkışı olmayanların usul usul
usul usul ağır
ağır ağır çıkacağım tek bir basamakta kalmadı
kalmadı ardımdan sallanacak ne bir el ne bir kol
Çıkış yok