Kızım,Yasemin'im
Otur dizlerime
Yasla göğsüme nazlı başını
Aç kulağını ve dinle
Özgürlüğe sevdalı babanı
Düşündeki beyaz gelinliği
Beyaz günlerde giyesin diye
Nice sevdalar yarım kalmış
Ne canlar göçüp gitmiş
Doymadan canana
İnsanlık gelmiş
Nerden nereye
Gılgamıştan başlar
Bitmeyecek savaş
Yürürken sedir ormanlarındaki
Karanlığa karşı
Fersah fersah
Yavaş yavaş
Aydınlık yoluna adanmış
İlk onurlu baş
Sonra Zerdüşt aldı meşaleyi
Ürktü,kaçıştı
İzbelerin yarasaları
Zerdüşt'ün yaktığı ateşte
Aydınlığa tutuştu
Karanlığın tanrıları
Bilirmisin?
Sezarların kurduğu
Vahşi arenalarda
Adları meçhul
Sayıları bilinmez
Aydınlığa sevdalı
Kaç yiğit yürek
Parçalandı aslan pençesinde
Bir tutam ışık yansıdı sonra
Çarmıhın çivilerinden
Büyüdü,büyüdü de taştı
Havarilerin yüreğinden
Spartaküs'ün narasıyla
Titredi ceberrutlar
Kolay mı kırıldı sanırsın
İnsanlık onuruna vurulan
Çelikten prangalar
Lat,uzza,menat
Sürerken kabe de
Sefa,saltanat
Kum deryalarına gömülen
Parmak kadar masum kızlara
Hiradan yetişti
İlahi adalet
Sonrada;
Giyotinlerde kıyıldı
Aydınlık tutkunu
Her biri
Karanlığın, bin celladına değer
Cesur ve vakur
Nice kelleler
Aydınlığı katran karasına
Korkuyu alın yazısına
Çeviremedi,
Ne Musollini ne Franko nede Hitler
Vız geldi Stalin
Tırıs geçti Salazar.
Sakın ola ,sakın ha
Umutsuz olma asla
Unutmaki Meleğim
Daha ölmediler
Yirminci asrın özgürlük çınarları
Ne Dalayi lama, ne Nelson Mandella ne de...
Özgürlük ninnisiyle büyüyüyen
İnsanlık çocukları