Günler güz yaprakları gibi
Birer birer dökülürken ayaklarımın dibine
Ben her gece karanlığa diktim gözlerimi senin aydınlığını bekledim
Ama sen yoktun
Binlerce adım attım bu kentin sokaklarında
Her köşeyi, her parkı, her ağacı ezberledim artık
Sevdama bulanmış her kaldırım taşında senin resmini gözledim
Yine sen yoktun
Evimin tüm duvarları birer birer üzerime yıkılıyordu sanki
Her bir hücremin acısını ta yüreğimde hissederken
Beni enkazın altından çekip alacak elini aradım
Maalesef sen yoktun
Özlem şarkıların tümünü ezberledim
Kimini bağıra bağıra, kimini fısıltıyla söyledim
Karanlığa haykırdım hasretimi sesimi duyacaksın diye bekledim
Fakat sen yoktun
Her yağmurla birlikte hüznün de yağdı kentimin üzerine
Ben zaten senin özleminle sırılsıklamım her mevsim
Uzun kıştan sonra gelmez dediğim göçmen kuşların dönüşünü de gördüm
Aralarında sen yoktun
Kimselere söyleyemedim acılarımı, bekleyişimin öyküsünü de kimselere anlatamadım
Nice fırtınalar koptu yüreğimde, dalgalar hep dövdü tüm hayallerimi
Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz, içimi dökecek bir insan aradım
Yanımda sen yoktun
Her gece yıldızlar birer birer düştü sokaklara
Yıldızları saçına takıp gelmeni bekledim
Bir güneş gibi doğup aydınlatmanı bekledim bu kapkara dünyamı
Ama yine de sen yoktun