Yıkılmaya yüz tutmuş bir kale bilirim.
Surlarında sarhoşlar,garibanlar,sokak kedileri...
Suratına şarap şişeleri fırlatılan...
Otları biçilmemiş...
Define avcıları oyuk oyuk etmişler.
Yüzünde açılan her bir çukur binlerce sitem,acı,matem.
Gel görki kalesi olmak ne yaman şeydir sevdanın.
Tarih kokan,umut kokan,aşk kokan,hasret kokan.
Mazgalları meçhul bir yöne bakan.
Gölge arayanların ne işi var bende.
Karşı dağlara ne denli hasretim bir bilsen.
Hele şu deniz yok mu.
Hele şu bozkıra ne demeli.
Her bakışta efkar gelir saplanır.
Bölünür bir şeyler,sonra çarpılır,gün batımında toplanır.
Şimdi diyorsun ki anla.
Anlamak keşke kolay olsaydı bu kadar.
Kendiyle savaşan kale aşkına!
Burçların heybeti aşkına!
Surların hiddeti aşkına!
Söyle içinden ne gelirse.
Allah ne verirse.
Sen bu yıkılmaya yüz tutmuş kaleyi ayakta tutansın
Sen değil, utanması gerekenler utansın.