İnsan ne garip bir varlıktır...
Ne sağı belli olur ne solu...
Düşmez sevda telaşına; yıkıp geçme telaşına düştüğü kadar.
Gözlerini bir hırs bürür; görmez olur güzellikleri.
Ellerine bir titreme düşer; tutmaz olur...
Nedenlerini sorar ayrılığın; ama cevapsız.
Dostum var diye avutur kendini,kısacık ömründe.
Avuntularıyla paylaşır kozlarını.
Kışlarını soğuk,sıcak beller yazlarını.
İnsan ne garip varlıktır...
Yeşil özlemindeyken, yakar yeşillikleri.
Hayat diye sarılır, hayat olmayanlara.
Sevgi sanar,pazarlığı,şartları, menfaatleri...
Kendine yük sayar, yük hafifleten dertleri.
İnsan ne garip varlıktır.
Kökü olmayan bir kaç yıllık ağaç.
Taşıma su ile dönen değirmen.
Kendini yok etmeye çalışan makina.
Ayaklarına yük üreten fabrika.
Ekmek peşindeki avcı...
Yolu değişken yolcu...
Kalbim var diyen canlı.
Öleceğini bilen falcı.
Masalcı...
İnsan ne garip varlıktır.
Karnı tok iken yiyen canavar.
Paylaşmayı bilmeyen canavar.
Miras bırakan canavar.