uykusuna yatmış o denili
sessiz mi sessiz
yorgun mu yorgun
hey uykuya yatanlar
nedir bu vurdum duymazlık
alıp götürüyor kahpelik kalleşlik haberiniz yok
mecal vermek ne denli kahpeliktir onu da bilirim
bir daha mı düşeceksiniz haydi söyleyin
çıktığınız olmadığı halde
çıkma ihtimalinizi peşkeş çektiğiniz halde
hesabını yapmaya koyulmanın vakti çoktan geçti
bire bin hesap yapılıyor kapalı kapılar ardında
aldığınız bir şey mi var
çaldığınız bir şey mi var
neresinden baksan girdap diye nitelenmiş
efsane olmanın bir usulü var
bu gidiş mazlum efsanesi
onu da tarih yazmaz
veda etmek öyle yenilir yutulur değil
hesap bu kadar karmaşıkken
kalem ağlar kağıt ağlar
bıraksalar deme
namerdin yakasına yapışmak mecburiyet
dille anlatılmayan bu kadar şey varken
açıklama bekleme benden
koca koca kayalar düştü üstüme
dağlar düştü üstüme
bir çakıl taşı kaldıran olmadı
ezildim feryat ettim
güya kutrarmak istedim ezileni
güya insanın insanca yaşaması istiyordum
vurulduğumla kaldım söndüğümle kaldım
acınacak hale düşer mi bir kahraman
bir yiğit boyun eyer mi dedim
duyan olmadı
şerefsize boyun eydirmeye kalktınız beni
yaşarken öldürdürmeye kakltınız
yapmayın etymeyin diyecek değildim
korkuların saltanatı korkaklarındır
besledikleridir gözlerini oyan kör eden
bir kez daha söylüyorm
güçlü ile güçsüz aynı meridyendedir
sonra biri ekvetora biri kutuplara gider
kutuplardaki korkaktır donar ölür
ekvetora doğru giden kalleştir dondurarak ölür