beni bir eşkıya say
isyankar ve savaşan
dağları mesken eylemiş
ekmeğini toprağa banıp yiyen
sevgili yerine mavzerini kucaklayan
yıldızların parlaklığını sevgilinin gözleri sayan
geceleri yaşayan gündüzleri ölen
umutla dirilen
beni bir eşkıya say seni yoldan geçen yolcu
çekmişim mavzerimi
gasp etmişim sevgini
yani yüreğini istemişim senden
can şirindir vermişsin yüreğini
onu alıp dağlarda ninni söylemişim
uyumuşsun yüreğimde
can pahasına
yuva saymışsın dumanlı dağları
öksüz yüreğimde çadır kurmuşsun
ölüm var dönmek yok
çadırından sevdamın
bir mavzer de sen alışsın
hesabını sormaya bunca kahpeliğin
asılmışız yakasına feleğin
çakmağını çakmadan üstümüze
benim için dumalı dağları mapusu ölümü almışsın göze
a benim vafakarım a benim toprak kokanım
a benim yüreğini bir eşkıya için yakanım
dileğin beyaz gelinlikse
kışı bekle
sana kardan bir gelinlik dikeceğim
dileğin çiçekse
karlı dağlara senin için kardelen çiçeği ekeceğim
eşkıyalar ağlamaz deme
göz yaşlarımı
sevdana sel sel dökeceğim
şafak söktüğünde dağlarda kuşların sesi
eşkıyanın nefesi yetmezse
ağıtlar yakacağım sana
şiir şiir türkü türkü dökülsem yetişir mi sesim
derinliklerine yüreğinin
ayaz vurmuş sinemi
sararsın sarmalarsın
güneş doğarken dağlar da bir başka olur yaşam
yaktığımız ateş
sevda ateşidir
bir gününü değişmezsin bin gününe
kıvılcımlar saçtıkça etrafa
tütersin buram buram
eşkıya değil de nedir
belirsizliğe yelken açış
nefes nefes tükeniş
şiirler de diriliş