Ayaklarına dolaşmadan bilemezsin;
sevda,
vefaszılık,
nankörlük,
kardeşlik ve asık suratlı cibilliyetsiz hayat...
Görkemli ve namussuz bir tebessümü var öykünün.
Gör demeye kalmadan başını sağa çevirenler utansın.
Dağlarımız morluğunu yitirmeden düşeceğimiz düşlenmiş.
Bileklerimizi soysuz kelepçelere emanet etmişler güya.
Serin bir yel esmişti kırkım çıkmadan.
Derin bir yara almıştım kırkım çıkmadan.
Padişah bana özenirdi yaşasaydı; cep telefonum,bilgisayarım,uçağım;
ama yitiğim,yaralıyım,bulutluyum,kaçağım.
Bir defa daha utansınlar utanması gerekenler.
Bir defa daha ertlendi birikenler.