Yıldızları koparıp saçlarına taksam yetmez.
Denizler kurusa yüreğimde o da yetmez.
Kalpsizliğin bitmez
Sitemim de bitmez.
Bir dünya verdin ki; bedelli...
Ben deli sevdam deli.
Nedir bu kervan geçmez dağlarda duman duman oluşum,
nedir bu kahrolşum...
Sen düşersin kar yerine saçlarıma,
sen düşersin yağmur yerine gözlerime.
Bir dünya bıraktın biliyorsun;
yokluğunla mutlu olunası;
yolum yolum yolunası;
yaşamak adı altında vurgun yediğim;
emeklerimi sele verdiğim...
Gülüşlerine sesine;
nefesine...
Ne zaman doğrulsam olduğum yerden;
dizlerime acılar iner;
bıraktığın dünya ters döner...
kutuplarını bıraktın dünyanın,
kar kütleleri,dondurucu soğuk,
bir ağaç,
bir çiçek,
bir yürek yok,
donup kaldım sen gideli,
aşamdım ismi sen olan engeli.
sellerine düştüm bıraktığın dünyanın,
suları bulanık,
yatağı taşlı,
sürüklüyor durmadan,
kurtar demiyorum,
sana artık güvenmiyorum
Yüz yıl hüküm verse sevda;
bin yıl yaşam demektir.
Bire ondur öç.
Vazgeçmek mi?
Güldürme beni
İşlemez sebepsiz verilen cazalar,
vız gelir yüz yıl hüküm,
yükü sevda olanlar yolda mı kalır
o sevda ki yaşanası değil,
sürünesi,
o sevda ki parçalandıkça bütünleşen...
Her parçasında yeniden şahlandığım,
kollarımda kelepçe,
kara yazı adında bir illet
hasret
nefret
hiddet
Acı bir türküdür; bıraktığın dünya.
Başını öne eğmiş,
gözleri dalıp gitmiş,
Yoksul ve yalnız,
umudun sesi,
keşkeler,
belkiler,
ötekiler.