Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Akşamla iniyor şehre.
Gecleyle yerleşiyor.,
Efkarla birleşiyor.
Nerde benim yüreğim.
Nerde...
Ellerim niye ıslak.
Gözlerim niye ıslak.
Derinlerden gelmeyen o ses de ne.
Ağır geliyor bu yaşayış bu bedene.
Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Deniz o deniz, şehir o şehir.
Sokaklar bile aynı.
Ben de bir şeyler yitmiş.
Bir şeyler bitmiş.
Mavzerime el sürmeyeli aylar oldu.
Oyuncak atımı da görmedim.
Özlemiyorum onları.
Oysa bir çocuk gibi sevinmiştim alırken.
At, avrat, silah demişlerdi.
Üçü de yok.
Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Kadehlere döktüm içimi.
Güneş batalı çok olmuş.
Dumanların ardındayım.
Gökyüzü ne berrak ne berrak.
Tuhaf bir direnişim var benim.
Engel çoğaltan.
Çengel çoğaltan.
İsmini koyamadığım.
Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Kendime doğru yürüyorum.
Tuhaf tuhaf gülüyorum.
Aniden ölüyorum; dirileli bir kaç dakika olmuşken.
Aniden ölüyorum; imamsız, cemaatsız, tabutsuz.
Umutsuz..
Mutsuz...
Bir daha dirildim.
Sevinmesinler diye.
Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Ayak sesleri geliyor.
Kaçsam mı dirensem mi.
Restini görsem mi.
Yoksa saldırsam mı üzerine.
Bıçak mı saplasam her yerine.
Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Serhatta belirtileri...
Yaklaştıkça somurtan.
Yaklaştıkça kollarımı tutan.
Yaklaştıkça beni derinlere atan.
Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Eseriyim onun, viraneleşmiş.
Esiriyim onun, divaneleşmiş.