KIBRISLI BİR ASKER
KEDERLİ TÜRKÜLER SÖYLÜYORDU
Kıbrıslı bir asker kederli türküler söylüyordu
yalnız başına yaşayan dağlardan
çok uzak yıldızlara sesleniyordu
yükseliyordu hep aynı ezgi
yükseliyordu karanlıkta
ağlayan bir ağıt
inleyen yakarış gibi.
Kıbrıslı bir asker kederli türküler söylüyordu
hiç bir zaman öpülemiyecek
bir sevgiliydi çağırdığı
adları unutulmuş özlemlerden sözediyordu
belki onun türküsü,
küçük bir askerin çalınmış gençliğiydi
kimbilir belki,
hiç yaşanmamış bir hayattı anlattığı.
Kıbrıslı bir asker kederli türküler söylüyordu
telörgüler üzerinde yaralı bir kuş ötüyordu
duydum onu yüreğimin en derin yerinde
sesi çırpınarak yıldızlara uçuyordu
yağıyordu yıldızların gçzyaşları
ışış ışıl yağıyordu.
Söyle kederli türkünü küçük asker, söyle
aksın gözyaşlarımız bu hazin ezgilerle
gözyaşlarımız yıkasın,
kardeş kanına bulanan ellerimizi
silsin savaşın ve aldanışın izlerini
gözyaşlarımız temizlesin bizi.