Bir ağaç kadar yalnızım bu şehir de
Çok yaprağım döküldü
Dallarımı çok kırdılar
Gövdeme isimlerini kazıyıp
Yüreğimi durmadan karaladılar
Bir Taş kadar ağırım bu şehir de
Üzerimi sürekli yosunlar kapladı
Kaldırım misali habersiz ezip geçtiler bağrımı
O kadar ağır geldim ki
Bu Şehir taşıyamadı beni
Bir çiçek kadar masumum bu şehir de
Kopardılar,kokladılar
Yeri geldi saçlarına taktılar
Seviyor sevmiyor diyerek yaprağımı yoldular
Hep kopardılar hep kopardılar
Kıymetimi bilmeyip bir kenara savurdular
Bir Güneş kadar solgunum bu şehir de
Her gece gözlerinde batıp
Her sabah uyanmama rağmen
Yokluğumla varlığım arasında hiç bir şey hissettiremedim
Gökyüzünde dolaşan uçurtma kadar gereksizim bu şehir de
Bunca rüzgarın arasında sağa sola savrulan
Kanatları yırtılmış perme perişan bir halde
Gideceği yönü bimeyen bir Uçurtma kadar işte...