Uzun bir hikâyedir,
Gardaşlığımız.
Nice yol aşmıştır,
Yoldaşlığımız.
Seni anlatmaya, nasıl başlasam
Ruhumu avutup,
Bir rahatlasam!
Ortaokuldaydık, az kıvırcık saçların
Yuvarlaktı yüzün
Bitişik sayılır kalın kaşların
Tertemiz asîldi özün
Sen, gardaşım,canım
Ciğerim,sol yanım!
Ne kadar da fazla olurdu
Hayallerimiz.
Hüseyin Altın, dinlerdik
Sevdalıydı
Gönüllerimiz.
Sen birine hayalliydin
Karşı sınıfta
Kibritle bileğine kazıdın
Harflerini
Vefâsıza kızıpta.
Sevda hayalinde öndeydin
O güleç yüzünle,
Yine zindeydin.
Sen, gardaşım
İzin ver soluklanayım
Yanaklarımdan akan suyla
Az daha ıslanayım.
Hatırlar mısın?
Bir hırkan vardı,turuncu,siyah çizgili
Sonra bende kalmıştı,
Gardaşım' dan sezgili.
Bir zaman giydim onu,
Bilemiyorum sonunu
Sonra arıcılığı öğrendik
Babalarımızdan.
Dağlarda başkası yok derdik
Arılarımızdan
Az mı sokulduk,
Şişti hep yüzlerimiz, ellerimiz
Ama hiç kem konuşmadı
Dillerimiz.
....................................
Liseye geçtik sonra
Yine aynı sınıf idi.
Biraz daha büyüdük,
Derslerse daha ciddi.
Salim'le az mı güldük,
Üzüldük,
Yırtınca
ÖSS gazetesini dayak için
Dizildik
Futboldan anlamaz,
Şarkı söyleyemezdik.
Kahvelere uğramaz,
Gönül eğleyemezdik.
Gerçi o devirde,bu birazcık ayıptı
Ama bu, ne eksiklik,
Ne de büyük kayıptı.
Derslerimiz iyiydi,
Çalışkan sayılırdık.
Kenan bey saç yolmasa
Biraz zor ayılırdık.
Bizim Osman vardı hani
Tarihçi,futbolcu ve hocaya aşık
Alay beyle küsülü,
Sağlıkçıyla barışık.
Ya, Kın İlhami,
Yere bakan,yürek yakan,
Sırada senin sağın
Bisiklet öğretirken suya yuvarladığın.
Ayhan'ı unutma ha! ..
Sevdi mi,yürekten sever o da,
Gardaşlığı müebbettir
Herkes unutsa bile,
Onda vefa, ebed müddettir
Sen içerde uyurken
Dışarda hep of çekti
Ve ebedi yatağın başına
İlk ağacı O dikti.
Affet beni gardaşım,
Yine doldum,ağlarım
Sinirlerim boşaldı,
Ciğerimi dağlarım.
...........................................
Nasıl öğrenmiştik,
Ekinleri biçmeyi.
Sizin tarla iyiydi,
Bırak tarla seçmeyi.
Sağolsun, baban iyi adamdı
Varsın ziyan çok olsun
Öğrenmemiz tamamdı.
Nasıl da zevk alırdık,
Bal süzerken,odada.
Yarım çizme,yarım maske,
O yıl yine modada.
Sen, ben, Tamer
Ve kardeşin Selim
Çok iyi çalışırdık
Eğer tutulmasaydı belim.
.....................................
Ve
Burası lise son,
Geldi çattı ÖSS' yle ÖYS
İyi çalıştık o kış
Sabahlardık nerdeyse.
Ama olsun,
Nihayet..
Tamamlandı huzurum,
İkimizde kazandık
Sen Erzincan,ben Erzurum.
O yıl ilk kez ayrıldık
Hem evimizden,
Hem birbirimizden.
Bir daha görüşemedik
Yaz tatili,üç beş günün dışında
Kimseye sataşamadık
Düğün günün dışında
Düğünün çok güzeldi
O Narman'ın kışında
Hep Ayhan'ın yüzünden,
Abdullah,buza düşmüş
Parmağını kesmişti.
Hemen hastane derken,
Sabah,askerlik vardı erken...
Abdullah,en şanslımızdı
Belliki,aramızda,
Senden bir hatıra kaldı
Sol baş parmağında
Göremeyince gece
Abdullah'ın kanından
İpek gömleğin
Kan olmuştu,epeyce
Kardeş Selim götürdü
Salınarak,gönlünce.
Az kalsın ölüyordu,
Annen bunu görünce.
Sonra nasıl uğraştık
İkna ettik barıştık.
Dur,dur hele! ..
Biraz soluklanalım,
Yüzüm yine sırıl sıklam
Biraz kurulanalım.
..................................
Sonra öğretmen olduk
Görüşmeler kesildi,
Yine özlemle dolduk
Sen Antep'le başladın
Daha sonra Oltu'ya.
Ben vekille başladım
Daha sonra Ordu'ya.
Nereden bilecektik
Oltu son görev yerin
Böyle acı olur mu
Okyanustan da derin!
Gardaş,sen ki canımız
Sol yanımız,dalımız
Unutur mu hizmetini,
Bu güzel vatanımız
Dünya ve Ahiret,
Zalimlere dardır
Ve de dar olacak!
Herkes unutsa senin adını
Ne bu gardaşın,
Ne diğer gardaşların
Asla unutmayacak!