Akıl, sonsuz hayaller kurdu
İçinden habersiz, iç kurdu
Bir taht-ı revânda en önde
Sırtta bohça, çukurdan yurdu
Yaşı otuz, gözü dört yönde
Nihayet uslandı ve durdu
Şimdi çaresiz, kraldı dünde
Sonrası kim, nasıl olurdu
Sözü varken ezel gününde
Ukbâyı bir yele uçurdu
Emr İlâhi var, yeter künde
Kulaksız yaşam habîs ur'du
Bildi ki Var'lık, yokmuş ünde
Çınarlar da bir gün kururdu