Zaman içinde
Bir anı depreşir düşümde
Anam kilitledi bizi eve
Ben ve kız kardeşim vesile
'Çarşıya gidiyorum
Gelinceye uslu durun”
Fermanı hiç unutmadım
Sürekli hep hatırlıyorum
Mevsim kış başlangıcı
Hava hafiften puslu yağışlı
Sabahtan yakılmış soba
İçerinin ısısı orta durumda
Dışarıdan içeri girilmiyor
İçeriden dışarı çıkılmıyor
Ben altı yaşları civarı
Kız kardeşim dört yaşları
İkimiz oyunlar oynadık
Canımız sıkıldıkça
Birbirimizin canın yaktık
Bir köşede ağladık
Kavga ettik, küstük, barıştık
Anam gelmiyordu
İçimize saldı korku
Kardeşim ağlamaklı
Ben erkek dayanıklı
Dedim ağlama
Gel yapalım helva
Anam 'Haşhaş helvası* ” yapardı
Hoşumuza giderdi haşhaş helvası
Anamızı görmüştük yaparken
Bizde yapacaktık kendimizden
İçerideki odunluktan odun aldık
Kuzine sobasına* odun koyup yaktık
Pekmezi haşhaşı tavaya koyduk
Durmadan karıştırıyorduk
Çocuğuz ya, düzgün yapamıyorduk
Karıştırırken taşırıyorduk
Bir müddet sonra taşan pekmezler
Dumanlandı, yandı, alevlendiler
Bir taraftan soba hızlı yanıyor
Üzerine dökülen pekmezler alevleniyor
İçimizi korkular sardı
Kardeşim ağlamaya başladı
Ben de ağlamaya başladım
Sürekli kapıyı yumrukladım
Kimseler duymuyordu sesimizi
Dumanlar kapladı evimizi
Soba üzerindeki pekmez yanmıştı
Dumanlar bizi neredeyse boğacaktı
Kırdım camın bir tanesini
Yüzümüzü dışarı dayadık aldık nefesimizi
Ortalıkta kimse yok duymadı kimse bizi*
Soba üzerindeki pekmezler yandı bitti
Dumanlar dışarı çıktı odamız temizlendi
Ama evde var acı bir koku
Yüzümüzde, içimizde acı bir korku
Akşama doğru anam geldi
Korkudan titreyerek gördü bizi
Korkuyorduk anamız dövecek diye
Bağıracak çağıracak diye
Öyle de oldu, 'dedi ne oldu burada”
Eline aldı kocaman bir tava
Kıçımıza vura, vura
Dövdü bizi yatırdı yaralı yatağa
Yetmemişti,
Akşam babam geldi
Duydu olup biteni
Bir fasıl da o geçti
En çok sevdiğim haşhaş helvası
Oldu geçmişimin derin yarası
Şimdi düşünüyorum
Olanları anıyorum
Anam, kilitler bizi odaya
Gider akşama kadar çarşıya
Siz düşünün artık nasıl ana?
Sormamıştır hiç, ne olacak çocuklara?
Babam, akşam gelince devam dayağa
Demez, karı ne için var akşama kadar çarşıda?
Çocuklar ne yapacak akşama kilitli odada?
Ne yiyecek, içecekler kendi başlarına?
Sormaz, hangi vicdanla kilitledin odaya?
Acaba yangın büyüseydi
Evimizi yakıp bitirseydi
İçinde de bizler olacaktık
Sorumsuzca yakılacaktık
Sorumsuzluk ve cehalet
Arkasından gelen sefalet
Anılara neler yazıyor hayret
Gün oldu harman oldu
Geçmiş gerilerde yok oldu
Anılar düşlerimizde iz kaldı
Sorumsuzluğun hatırası anıldı
Analık, babalık sorumluluk demekti
Bir düş, düşünce, anılarda böyle bitti
O gün helva yiyememiştik
Onun yerine bolca dayak yedik
Olaysa, sorumsuzluk, rezillik
Nasıl analık, babalık dedik?
Duygular var analığın kutsallığına
Duygular var babalığın sorumluluğuna
Yok eder sorumsuzluklar duyguları
Hatıraların en yaramaz, en kara acıları