Son mektubunda durumun bir-bir olduğunu yazmışsın,
Oysa durum üç-bir gollerin hepsini iyi sayamamışsın,
Anlayamadım bir gole neden bu kadar çok kızmışsın,
Demek ki bir golle benden daha çok yanmışsın.
Ben çok koşturdum, alıştım artık bu maçlara,
Mademki berabereyiz, devam edeceğiz uzatmalara,
Uzatmalarda bir tane takamazsam eğer o ağlara,
Bitmeyecek bu maç, devam edeceğiz penaltılara.
Diyorsun ki, kimse durduramaz, biz aldık hızımızı,
Büyük konuşuyorsun, onunla kimse bozamaz diye aramızı,
Oysa daha düdük çalmadı, başlatmadık maçımızı,
Kaleni iyi koru, tekrar başlatıyorum savaşımızı.
Unutmuşsun, hiç ders almamışsın seninle geçmişimizden,
Bilmen gerekir, ben salmadıkça kurtulamazsın elimden,
Hep pembe göründüm, kötü bir söz duymadın dilimden,
Oysa yıllar önce söküp atmıştım seni kalbimden.
Yazmışın onunla çok ciddiyim, kimse aramızı bozamaz,
Bende başlayınca konuşmaya hiç kimse de susturamaz,
Sülalen bile bir daha karşımda seni savunamaz,
Bozacağım gün geldiğinde, bir dakikamı alır fazla uzamaz.
Yine başladın onunla çok ciddiyim diye hayal kuruyorsun,
Hayallerini kâbusa çevireceğim bunu da biliyorsun,
Öğrenememişsin, bozamazsın diye inat ediyorsun,
Dünyaları da başına yıkacağım boşuna direniyorsun.
Sonsuza dek elveda yazmışsın mektubunun son satırına,
Oysa her attığın adımı bildiğimi söyledim sana,
Yine yanılmışsın, iyi günlerin henüz bir şey gelmedi başına,
Acımadan, üzülmeden, bakmadan gözlerinin yaşına.
Ant içmişim bu yüzden bitmeyecek savaşım,
Geride kalan şerefsizlerle devam edecek dalaşım,
Çünkü senden çok, onlar yüzünden ağırdı başım,
İşte o zaman huzura erecek ölsem bile naaşım.