Dolaşırdık ekip halinde, bir hedef amaç uğruna,
Kapı, kapı gezerdik, çıkardık insanların huzuruna,
Ayırmazdık, bakmazdık hiç ne sağına ne soluna,
Her şey memleket içindi, baş koymuştuk yoluna.
Bir kapı vardı ki, bizim için hiç kapanmayan,
İçinde güller vardı, bizim için hiç solmayan,
Yaraları vardı, aylardır hiç durmadan kanayan,
Bir ana vardı, haksız yanan yavrusuna ağlayan.
Uğramadan geçemezdik, keserlerdi yolumuzu,
Sıcaktılar, candandılar, unuturduk konumuzu,
Dertliydiler, derlerdi hep yaktılar oğlumuzu,
Elden bir şey gelmezdi, bükerdik boynumuzu.
Öyle sıcak, öyle dostça açılırdı ki o kapı bizlere,
Belki masal gelir bunlar, insanlıktan mahrum sizlere,
Solmayan güldüler, uymazdılar mevsimlere.
O dostlukları, anlatmak asla sığmaz bu dizelere,
İnanmazdım, armudun iyisini ayılar yer diyenlere,
Sordum ona döndüğünde, neden gittin inlere,
Dedi bana seviyoruz, kıymayın biz sevenlere,
Sonra onu emanet bıraktılar, bir süre bizlere
Bir gün baktık, sır gibi düşünüyor derinden,
Üç günde vazgeçmiş, ona olan sevgisinden,
Bu nasıl bir sevgi, şüphelendim kendisinden,
Düşünemedim asla, hoşlandığını benden.
Haberim yoktu, mektuptan cebime konan,
Bendim, okuduğunda gözleri dolan,
O gül bahçesinde, ilk ben oldum solan,
Baktım ki yazan, bizim gonca gül olan.
Gülün yeni açanına, gonca gül derler,
Bizde onu keyifle, dalında severler,
Kal dedim dalında, yoksa seni yerler,
Soldu dalında, izin vermedi mevsimler.
Baharı bendim, goncasını açtırmadım,
Yazı bendim, açtırıp güldürmedim,
Sonbaharında, yapraklarını döktürmedim,
Kışı da bendim,beyazları giydirmedim.
Bütün mevsimleri bendim, istediği gibi olmadım,
Bende severdim, ama ona açıklayamadım,
Çünkü o sıcak kapıları, kendime kapayamadım,
Onların güveni vardı, onun için dokunamadım.
Anladınız mı dostlar, şimdi benim derdimi,
Neden hep içime attım, bütün bu sevgimi,
Yakışmaz bana yanlış, aşarsam bendimi,
Bilmem anlatabildim mi dostlar, size kendimi.