Onu tanımıştım, sevmiştim, yaşı yirmi altıydı,
Arayıp ta bulamadığım, hayat arkadaşıydı,
Hayallerinde el değmemiş, baharlar saklıydı,
Sıradan değildi, onun düşleri çok farklıydı.
Derken geldi, beklenen o hazin buluşma anı,
Yüzler gülmüyordu, çehreler onun çok farklı,
Ağzı demese bile, gözleri diyor ayrılık zamanı,
İşte buydu, onun buluşmakta ki gerçek amacı.
Dışarıda soğuk yağmurlar, yıkarken sokakları,
İçeride söyleyemiyordu, kızarıyordu yanakları,
Kalbinde ben yoktum, zorluyordu eski yalanları,
Anlatıyordu, gözümden kaçırsa da o bakışları.
Gidişine dur diyemedim, çünkü beni hiç dinlemezdi,
Bilmiyorum, yanıldım, belki de beni hiç sevmezdi,
Açık sözlüydü, ama yinede o bunları söyleyemezdi,
Çünkü sevgisi yalandı, yalan sözlerini hiç yiyemezdi.
Sonunda aradı buldu, hayatın cilvesine bir bahane,
Yaşı yanlış anlamış, anladığından üç fazla farkı ne,
O bu bahaneyi bulmuş yutturuyor, saf çocuk sana ne,
Sen şimdi ağlamışsın, yıkılmışsın dağıtmışsın ona ne.
Bir yalan rüzgarı esti, geçti rüya gibi hayatından,
Uyan saf oğlum uyan, gitti yine yıllar yaşamından,
Değil yoğurdu, buzu bile üfle soğut suyuna atmadan,
Kalbini kilitle, bir daha bir gönül hırsızı çalmadan.