TAŞI KAVRIYOR ÇOCUKLAR
taşı
kavrıyor
çocuklar
göğe yükseliyor taş
taş, kıvançla dönüyor avuçta
kumları yara yara fışkırıyor çakıllar
körpe gövde
çeliğe direniyor
toy ruh, katil akla
korku tünelindeyiz, sesler şirret, yol zifiri
tanklar geçiyor çocukların üstüne
keskin nişancı, kalbine yansıtıyor lazeri,
kırmızı bir lekeyle düşüyor çocuk, elinde sapan
robokop asker, elinde lav silahı,
bakmıyor bile alevleri çizmeleri yalayan
sihirli lamba hevesli molotof şişelerine
ağır toplar kuşatılmış ortaçağ
kalesinin önünde mancınık dekoru sanki
kale dersen küçücük avuçlarda yığma taş yapı
herkesin rolü kusursuz bu ölüm oyununda
... ... ...
Auschwitz, Dachau, Treblinka
orman da değişti, av da
toprak unuttu insan sıcaklığını
yoruldu soğumuş bedenleri sarmaktan
kuşlar kayboldu kül dağlarında
El Halil, Ramallah, Dünya
kin, o kendini mazlum sanan irinli akıl
akıyor çöl sıcağına
sızıyor gözyaşıyla dolu Lut'a
dostum, yoldaşım Primo Levi
ağır yaşadın bu cehennemi
hızlı terk ettin
herkesin katil olduğunu gördüğün anda
İntifada!
sırnaşanlar için hayat
bıraktığın gibi
araftayız daha