ay farzındayım
tırnaklarımın arasına dünya birikti
kimseye koyduğum ad da yok
ve bu gece
ilçeyken il oluveriyor yalnızlığım
elinden tutup yeğeni acıyı
parkta gezdiren bir dayı gibiyim
her yanımda jilet yaraları
annem ölmüş bunu babam yeni söylüyor
telefon kulübelerine yaslanıp ağlıyorum
neden aramadım ben hiç seni
ama neden ben seni,
kaçarken sise takılmış ellerim hep kopmuş
kokuşmuş içimde daha dün gebermiş serseri
kim bilir çocukken öptüğüm kızın yüzü şimdi ne halde,
şimdi ne halde öldürdüğüm sinekler geçen ve evvelki yaz
hani saçlarına konmuşlardı da daima bağırmıştık
daima hıçkırmıştık: aşka niye karşı konmaz? !
tedavisi mümkün değil bu hırçın tutkunun
denize, balığa hükmeden kaptanken bir de hele,
ayrılık, bir kedinin gözünün kanlanması
artık mümkün değil aşka müdahale!
örneğin biraz da trajediden bahsedelim
ameliyatla şair oldum ben, ameliyatla yalnız kaldım
diz çöktü çocukluğum cerrahın önünde:
kurtarın lütfen onu, ben onsuz ne yaparım? !
türkçe, bence sözlüğün üstüne
konuyor bir irinli tüy sessizce
ilçeyken il oluveriyor yalnızlığım