Artık zamanın da üstünde şık bir şehirde
Mazgallara kapatılmış, büyüyemeyen çocuklar için
Kafatasları çelikten adamların şarkılarını
Ya da rahibe pelerini altına gizlenmiş,
Gözleri irin torbalarıyla kanlı şeytanları
Bir ruhun turuncu mihrabına getirip
Ordan aşağı atmalı..
Sisle örtülü bir tanrı yüzünde ortalık
Henüz
Güpegündüz bir şalla sarıldıysa dörtnala
Karanlık bir an
Çirkin bir vincin organik çengelinde
Çağdışı bir cadı gibi kusarken kanlı
Asılı kaldıysa
Delikanlılarla yatıp kalkan ivedi bir caddenin
Dedeleri, dişsiz oratoryolar gibi embriyo ise
Rahmine sıçarım böyle anaların diye
Küfrederek dua adına açılıyorsa engerek yuvası avuçları
Peygamber develerinin
Artık zamanın da üstünde şahsiyetsiz bir şık şehirde
Mazgallara kapatılmış, büyüyemeyen çocuklar için
Kutsal kabahatleri ve mecazi kerhaneleri
Bir ruhun turuncu mihrabına getirip
Ordan aşağı atmalı..
Ve bu sülalenin bütün arsız, ağızsız ağıtlı kapılarını
O sisli yüzlerin yüzüne kapatmalı..