Askere aldılar Mihaliyos' u bir gün.
Güzeldi, yiğitti, çalımla gitti,
Maris ve Panayotis' le birlikte.
"Hizaya gel" i bile öğrenemedi.
Mırıldanıp durdu hep: " Onbaşım,
"köyüme döneyim ne olur bırakın beni..."
Ertesi yıl, bir hastanede,
konuşmadan göğe bakıyordu...
Dikmişti sulanan gözlerini yukarı,
sıla özlemiyle, sessizce,
yalvarıyor gibi söylüyordu:
"Evime döneyim ne olur bırakın beni..."
Mihaliyos öldü bir gün.
Askerler soydular onu,
bir çukura koydular
Maris ve Panayotis'le birlikte.
Toprak attılar üstüne,
ama ayaklarını dışarda bıraktılar:
Boyu pek uzundu fukaranın!