Sen Anadolu'yu gördün mü gardaş?
Tozlu yollarına vuruldun mu hiç?
Sen torbanda kuru ekmek, yavan aş
Gurbetten gurbete sürüldün mü hiç?
Uyandın mı şöyle ezandan erken?
Seher rüzgârında mahmurluk varken
Sen taşlı tarlada ekin biçerken
Tırpana şevk ile sarıldın mı hiç?
Konuştun mu şu karşıda duranla?
Kirmen çevirenle, kirkit vuranla
Dolunay altında sap savuranla
Bir yer yatağına serildin mi hiç?
Yaylalar beyaz kar, serin havalı
Orda ozan sazı, çoban kavalı
Evler bilir misin kerpiç sıvalı?
Taşına, tozuna karıldın mı hiç?
Emlik kuzuların içli sesinde
Geçtin mi suları at terkisinde?
Düğün gecesinin arifesinde
Yurt için cepheye verildin mi hiç?
Evdeşin ellere gelin oldu mu?
Muradın koynunda yarım kaldı mı?
Tek oğlun askerden şehit geldi mi?
Diz dövüp, saç yolup yoruldun mu hiç?
Yemen'in yasını tandır başında
Dinledin mi bir nenenin döşünde?
Hele yoksulluğun karakışında
Veremden, tifodan kırıldın mı hiç?
Türküler duydun mu, yandı mı için?
Türküler ağıdı giden her göçün
Delik pabuç, yırtık mintanın için
Makamda hor, hakir görüldün mü hiç?