Her sabah yıldızlar kaybolduğunda
O doğardı
Sanayi sokaklarına.
Dudaklarında hafiften, korkulu bir türkü
Elinde ya simit, ya sefer tası olurdu.
Yaz günleri için sorun yoktu
Ama ayazın hız aldığı uykulu kış sabahlarında
İşi, yalnızlığından da zordu;
Üşümüş buz tenli demir kapıyı açıp,
Buz ötesi içeriye dalmak,
Etrafı kolaçan edip, sobayı yakmak...
Akşamları, aynı şeyleri tersinden yaşamak.
Üşüse de şikayetçi değildi,
Çünkü mutlu ediyordu onu
Avuçları arasında gizlediği soluğuyla ısınmak
Hiç bir zaman karnını tam doyuramasa da
Dert bilmezdi bunu.
Asıl düşüncesi ve hedefi
Ustaları gibi olmak,
Sonra da tamirhanesinin patron koltuğunda
Tüm yaşadıklarını anımsamak,
Anlatmak ve
Başka çıraklara yaşatmamak.
İşte bu inanç ve hayalleriyle adam olacak
Bu küçük çırak.