Seni sevmek ne yazık ki elimde değil
Elimde değil artık seni methetmek
İstersen kul köle ol önümde eğil
İçimden gelmiyor seviyor görünmek.
Çok eski bir dosttan bu insafsız yergiler
Can kulağıyla dinlemelisin kızsan bile
Kolay- kolay bitmese de eski sevgiler
Bu tükeniş karşısında bunlar geliyor dile.
Şarap rengi gecelerin kaybolmuş
Kaybolmuş ay ışığı renkli yüzün
Gözlerindeki mavilik yok olmuş
Yok olmuş neşen, artmış hüznün.
Ne sandal gezintileri, ne mehtaplı geceler
Hayal oldu artık Tambur-i Cemil'i dinlemek
Şimdi O'nun yerini doldurmuşken tepinenler
Böyle böyle mümkün mü seni sevebilmek?
Rüzgarların bile renksiz ve hissiz esiyor
Acı içinde kıvranıyor sandalların, mavnaların
Her geçen gün bir şeylerin yok olup gidiyor
Beton nakletmiş ciğerlerine sözde dostların.
Bir zamanlar martılar öpüşürdü denizinle
Zevke gelip bağırırlardı çığlık çığlığa
Atılan her olta çekilirdi çupra yada lüferle
Şimdi masa, koltuk, pet şişe takılıyor ağa!
Nerede efendilerin, nerede o güzel Türkçe'n
Nerede o ince belli narin hanımefendiler
Nerede çiçek pasajın, nerede kanunlar, neyler
Sevenlerine bir bak, var mı hiç yüzü gülen?
Sakın aldanma uğrunda nutuk çekenlere
Böyle böyle getirdiler seni şimdiki duruma
Aklını kullan, gül varken sarılma dikenlere
Tut ellerini sevgililerinin, başkasına bakma.
Ne olur alınma bu sözlerime, üzülürüm sonra
'Bir dostun acı sözleriydi' deyip geçiver bir an
Bu kadar güvenip kendini teslim etme insanlara
Seninle birlikte yine ben olurum üzülen, ağlayan.