Labirent
Kafam karmakarışık,
Tortulu duygularım,
Kasvetli kalbim,
Karamsar kararlarım....
Düşüncelerim çıkmazda,
Sanki yağmurlu hava....
Fikirlerimde çelişki var,
Hangisi doğru? Hangisi yanlış?
Kim doğru söylüyor? Kim gerçek?
Söyleyin ne olur, kim karar verecek?
Gün bugün mü?
Yarın neden olmuyor?
Zaman niçin bitmiyor?
Saatler işlemiyor mu?
Yollar neden kalabalık?
Bir olay mı var?
Bir miting, bir yürüyüş! ...
Nedir bu hengame? nereye bu gidiş?
Yüzler neden solgun?
Suratlar niçin asık?
Niçin selamlaşmıyor insanlar?
Aralarında kırgınlık mı var?
Camiden çıkan bu insanların hali ne?
Namaz mı kıldılar? Kavga mı ettiler ne?
Esnafların hepsi sirke mi satıyor?
Hiç pekmez satan yok mu?
Tatlı dil o kadar zor mu?
Parayla mı gülmek? Metelikle mi tebessüm?
Bu kadın çocuğunu mu arıyor?
Kimi, neyi, niçin soruyor?
Şu bankamatikten para çeken yaşlı kim?
Bir emekli mi? bir gazi mi? bir dul mu? ...
Alacağı üç beş kuruşa bu rezillik olur mu?
Yürüyorum, ayaklarım geri gidiyor,
Sadece ben değil, herkeste aynı tablolar,
Gündüz, ortalık akşam gibi, güneş gülmüyor,
Kuşlar öfkeli, bulutlar yüz vermiyor..
Aynalar da gerçeği göstermez olmuş,
Sırrı dökülmüş, berraklığı iletmez olmuş...
Düşünüyorum, başımı ellerimin arasına alıp,
Pencereden bakıyorum hayale dalıp...