Sakın bu gençliğin hiç bitmez sanma
Çenende ak daneler belirince anlarsın
Güvenme aynalara gördüğün yüze kanma
Anlında derin çizgiler çizilince anlarsın
Farkına varılmaz geçer yıllar ardı ardına
Ağrılar iner bedene dizlerinden sırtına
Bakarsın dostlar bir bir göçer olmuş ebedi yurduna
Eski Dost muhabbetine hasret kalınca anlarsın
Güzel günlerin gam kederler ile dolunca
Yokuşu bırak düz yolda nefes nefese kalınca
Saçın sakalın bir birine karışıp tozlanınca
Tatlı candan bıkıp usanınca anlarsın
Hazana döner bahçıvanı olduğun lalezarın
Çapak bağlayınca kipriğin göz pınarların
Çok beğendiğin gözlerin göz altların
Şişip kırışınca anlarsın
Susayınca su verenin bulamayınca oğlun kızın
Kalkmak isteyince yerinden sızılar iki dizin
Sis çöküp puslayınca kahve gözün
Önünü seçemeyince gençliğin kıymetini anlarsın
Paran olmayınca kim sorar ki halin
Toz toprağa karışır saçın sakalın
Çağırsanda duyarda gelmeyecek sevdiklerin
Eyvah deyip gençliğini çağırınca anlarsın