Hatırlıyor musun
"kimsin sen?" diye sormuştun bana!!
Sahi ben kimim?
Ah bilebilsem seni üzer miydim hiç'
Birilerini üzmek insanın "kim" olduğu bilincinden
İlm-i huzuriden mahrumiyetle kabildir.
Yağmur yağıyordu yanılmıyorsam,
Gelincik renkli arabamda oturmuş
Belki de "kim"liğimi bulmaya çalışıyordum.
Ama sen daha fazla dayanamadın,
Sormadan edemedin "kimsin sen?" diye...
Sahi ben kimim?
Bir deli mi?
Aklını kullanamayan bir zavallı mı?
Başı kuma gömülü bir devekuşu mu?
Belki de gardiyanını seven bir mahkum'
12 Eylül'de Diyarbakır zindanlarında
5 Nisan'da vatan caddesi'nde,
Kasım'da Merter'de başına çuval geçirilen
Bilinmeyen bir yere kaçırılan tuhaf bir insan'
Dedim ya sahi kim olduğumu bilsem
Seni üzer miydim hiç!
Onlar da benim "kim" olduğumu
Bilmedikleri için yanıldılar,
"kim" olduğumu bilseler yaşatırlar mıydı dersin!
Gerisin geriye bırakırlar mıydı?
Hiç sanmıyorum!
Ama ne iyi değil mi?
Allah'tan başka hiç kimse
"kim" olduğumu bilmiyor.
Onlar "kim"liğimi bilmiyorlar,
Ama ben "kim"sesiz değilim ki!
Yalnızlık ayrı şey, "kim"sesizlik ayrı şeydir.
Ben hep yalnız yaşadım,
Ama hiç bir zaman kimsesiz olmadım.
Bu yüzden de hiç "kim"se
"kim" olduğumu anlayamadı, bilemedi.
Para sundular olmadı,
Araba teklif ettiler olmadı,
Ev vadettiler olmadı,
Dolar dediler olmadı,
Güzel kızlar yolladılar olmadı,
Dövdüler olmadı,
Hapsettiler olmadı,
İşkence ettiler olmadı,
Gece yarısı baskın yaptılar olmadı,
Yolumu kestiler olmadı,
Başıma çuval geçirip kaçırdılar olmadı,
Olmadı, olmadı, olmadı'
Ve olmayacak
Çünkü "kim"olduğumu bilseler,
Beni üzmezlerdi biliyorum.
Kendileri de üzülmezdi en azından.
Ama olmadı işte, tanıyamadılar,
Kimliğimi okudular
Ama "kim" olduğumu anlayamadılar.
Düşmanlar şöyle dursun dostlar da anlayamadılar.
Deli dediler, asabi dediler, Taliban dediler'
Ama hep dediler,
Hiç bilmediler, tanıyamadılar.
Düşmanı yanıltan da belki bu "dedi"ler oldu.
Evi var, yazlığı var, arabası var,
Parası var, kaçamaz düşündüler.
Bırakıp gidemez dediler.
Bunca şeyi tepemez zannettiler.
Bir de çuval geçirdin mi kafasına
İşi tamam bildiler.
Ama olmadı işte yanıldılar'
Ben kendimi tanıyamadım ki onlar tanıyabilsin.
Villada yaşasam
Gecekondudaki yalınayaklılara ağlar gözlerim
Son model arabaya binsem
Cadde kenarında otobüs bekleyen
İnsanlara takılır gözüm.
Sahi "kim"im ben?
Hiç bir şey tutamıyor beni
Esareti, bağımlılığı tutkunluğu, hiç sevmedim.
Özgürlüğe bile aşık olamadım
Esaretten nefret ettiğim kadar!
Yağmur yağıyordu
Ben arabamda oturmuş düşünürken,
Sen sırılsıklamdın
"Sen kimsin?" derken
Ben gülümsedim, hatırlıyor musun?
Seni üzmek istememiştim inan,
Ama çok zor bir soruydu bu.
Nasıl anlatsaydım,
Nereden başlasaydım, bilemiyordum?
Hem anlatsaydım, başlasaydım,
Sen anlayabilecek miydin,
Sen başladığım bu hikayemi
Bitirebilecek miydin?
Hiç sanmıyorum!
Çünkü sen o çölün bağrındaki
Kurumuş ağaç hikayesini
Hiç duydun mu sen?
Tahmin etmiyorum!
Sahi çöl nedir bilir misin?
Sen şehir çocuğusun,
Çölü nereden bileceksin,
Hadi bildin farzedelim
O kurumuş ağacı
Nereden bileceksin?
Hadi bildin diyelim,
O yol sevdalısını nereden bileceksin?
Arayıp dilinden anlamazsın ki!
O şehir dilini bilmez, sen de çöl dilini!
Çevirisi de olmaz bu dilin!
Hissedeceksin, yaşayacaksın,
Sesi yok bu dilin.
İşte böylesine garip bir macera.
Ama bilebilseydin, bulabilseydin,
O kurumuş ağacın altındaki
O yol sevdalısıyla anlaşabilseydin,
İşte o zaman bana
"sen kimsin?" diye sormazdın,
Gerek duymazdın.
Artık "kim" olduğumu,
Kimliğimden daha iyi bilebilirdin,
Hissedebilir, yaşayabilirsin.
Ama olmuyor işte
"Onlar"ın "kim" olduğunu
Anlayamadıkları birini,
Sana nasıl anlatsaydım,
Hissettirip yaşatsaydım!
Bir daha sorma bana ne olur,
Çok zor bir soru!
Her yıl sınıfta kaldığım,
Geçemediğim bir ders'
Gel de bir gidelim,
Hava karardı, sırılsıklam olmuşsun, gidelim'
Düşünmekle anlaşılmaz bu muamma
Bir gün belki anlarsın
Yağmurlu bir gecede sorduğun
Bu zor sorunun anlamını!
Gerçi tahmin etmem ya!
Ama ne de olsa dosttan ümid kesilmez.
Haydi gidelim, hava kararmadan,
Ortalığı sel basmadan'
Bir daha da sorma bu soruyu ne olur!