Fosillerin gözyaşı turbaları emziren
Bir gözün öfkesidir sonsuzluktaki şimşek!
Öyküsü yalnızlığın izbeleri ezdiren
Canlardaki yaradan, rahat olmayan döşek!
Mutluluğu çökerten bir rüya görüntüsü
Elemlerin koyağı gözyaşlarının göğsü
Metânet, sabır, rızâ yaşamanın ölçüsü
İmkânsız son dâveti reddetmek ve gitmemek…
Başkaldıran neyine güveniyor, nesi var?
Issızlık kurur muydu, dönse geri yolcular?
Dökülmese damlalar kahrolurdu acılar
Ağlamak, gerekince, olur mu hiç gülmemek?
Yer neyi varsa verir, nispet ederek göğe
Dalların canı çıkar, başını eğe eğe
Arıya bal yaptıran, balı koyan çiçeğe
Bilgiyi yok edemez, anlamamak, bilmemek!..
Düğümler, kördüğümler: canı rehine alan
Doğruları öldüren ihânet, isyan, yalan
Hiçbir şeyi olmazsa edemez kimse talan
Ölümsüzlük düşünen, elinde mi ölmemek?
Almak ise muradın; ver hep, karşılıksız ver!
Karşılık istiyor mu, bak! Verirken yerler, gökler
Emredileni işle, inan ki sana yeter
Sakla ve saklan haydi, mümkünse görünmemek.