Kovalar hükümlü yaprakları rüzgar
dört bir yana sersericesine!..
Ne olduğunu anlayamaz ağaçlar
seyreder olan biteni sessizcesine!
Manzara...kimin,
ne yaptığı belli olmayan bir manzara!..
Kurak toprak yağacak yağmuru bekler...
tutsak akşamlar doğacak güneşi.
Bense...katlanarak her ân sensizlik düşüncesine
kimin neyine...kimsenin nesine...
gelmesen de!
sığınmış sevdânın kıraç gölgesine
ellerin ellerimde...
gözlerin gözlerimdeymiş gibi...
seni hayal ederek...
seni düşünür, seni beklerim delicesine!
Gök karışır...
îdamlık gibi ürker celladından yer!
âcizliğin kıskacında kıvranır bir yürek
çıkabilmek için
duyguların en yücesine...
Bir göze, sığınaklar ararken
umulardan sağanaklar iner.
Göğsünü yırtarcasına bir çığlık
oturur yalnızlığın her gecesine!
Bense...kaptırmış kendini kavuşma düşüncesine
ezelden ebede kadar mahkum
esrârın tek hecesine...
seni hayal eder...
seni düşünür...seni özler
seni beklerim...delicesine!
Bir çöküntü külünde
bir çıngı çâresizlik!
Ve bir sızı umutsuzlukta sevdâ yarası!
Ne kadar ağırmış...
ve ne çekilmezmiş şu yalnızlık!
kavuşmaktan başka yokmuş çâresi!
seni anıyor, seni sayıklıyor kalbim
bıkmadan, yorulmadan
kendinden geçercesine!
affını bekleyen...
mahkum olmuş mâsum gibi
ayrılık bilmecesine!
Çoğu düşmemeyi düşünürken
aç acıların pençesine...
bense acıların pençesinde...
sonrasında...öncesinde...
bitmeyen özlemlerle...
seni hayal eder, seni düşünür
seni beklerim...delicesine!