Düşlerimin peşinde buz mavisi bir hüzün
Fecrin alevlerine değse bile dondurur
Kasvetli gecelerin saklısında gündüzün
Belki de kıyameti bekleyen bir son durur
Düşlerimin peşinde buz mavisi bir hüzün
Tepelere kar düşer yamacına çığ neden
Bıçaktan keskin ayaz bilenirken sürekli
Ayrılık pençesinde, tek ruhlu iki beden
Sitemkâr dağlarına söyle yangın yürekli
Tepelere kar düşer yamacına çığ neden
Gölüne sökün eden çiy karışık kırağı
Peri, eğme başını; gözlerini kapatıp
Değmeden suya alnın görebilsen ırağı
Nilüferin ahını paylaştırır tıpatıp
Gölüne sökün eden çiy karışık kırağı
Hayalimde kalan göl; peri böyle değildi
Nilüferi, kuğusu bir meçhule savrulmuş
Etrafını süzerken başım öne eğildi
Sedirleri, köknarı, ardıçları kavrulmuş
Hayalimde kalan göl peri böyle değildi
Sabah safir yansırdı akşam yakut renginde
Güneş suya düşerken yanan firuze gölüm
Rüzgâr içli bir ezgi bestelerken enginde
Ufkuna ibrişimle dokunan sisli bölüm
Sabah safir yansırdı akşam yakut renginde
Aşka dair ne varsa perisini beklerdi
Meltem dinmiş,sazlık şen,saka içli,su durgun
İncecik bir sis tülü büyüsünü eklerdi
Kuğu sudan sabırsız nilüfer benden vurgun
Aşka dair ne varsa perisini beklerdi
Kandiller gök kubbeden gölüne süzülürdü
Venüs'ün şafağından sökülürdü son perçin
Mavi yıldız tenine değmese üzülürdü
Sanırım tutkusunu anımsatır Düserç'in...(*)
Kandiller gök kubbeden gölüne süzülürdü
Saniyeyi zamandan iple çektiğim anı
Nasıl unuturum ki; gölde yüzerken perim
İç çeken dolunayla seyrederdik simanı
Narin yapraklarıyla dişbudaktı siperim
Saniyeyi zamandan iple çektiğim anı
Belkıs'ın annesinin bizdeki tecellisi
Kuş olup uçan peri efsanesi okunan
Niçin ayrılık bana gelirken ecellisi
İki eyerli Bey'in yüreğine dokun'an
Belkıs efsanesinin bizdeki tecellisi
Düşlerimde üşürken göremem o kuşları
Vuslatlı kanatları geceme yasaklıdır
Şimdi aşamaz oldum aştığım yokuşları
Kim bilir hangi ufkun gerisinde saklıdır
Düşlerimde üşürken göremem o kuşları
Hangi yöne bakınsam bir şey noksan daima
Demek ki yolumuzu kader böyle çizdi yâr
İkilemde düğümlü doğru söz ya da ima
Yakut saray gözümde şimdi tekinsiz diyar
Hangi yöne bakınsam bir şey noksan daima
Hicranın ateşi ki; gizlemez niyetini
Dolunaylı geceler perimi hatırlatır
İçimdeki yanardağ ödetir diyetini
Başımdaki efkârın hüznüdür satır satır
Hicranın ateşi ki; gizlemez niyetini
Kasırga paniğinde elimde titrer şamdan
Kahır bulutlarından kimin var ki haberi
Rüzgârını beraber yüklemişim akşamdan
Belki fecirde söner belki de daha beri
Kasırga paniğinde elimde titrer şamdan
Yaprak gibi titretir beni böyle Zernişan
Gözlerimin yandığı ayrılık sahnesinden
İlham veren gölümüz benim gibi perişan
Akşam ayaz diyelim, peki sabah nesinden
Yaprak gibi titretir beni böyle Zernişan