Yalnızlığın sefil nidaları vardığında göğe,
İşittiğim hoş bir ses olursun
Ki ellerim düğümlenir dualar sırasında.
Yudumlamayı unuttuğum şarap gibi
Kendinden geçirirken anları
Yüreğim, taptaze filizlere gebe yağmur ormanı.
Ah bu sabah nahoş hallerde,
Bu sabah yine sersefil'
Bitkin bir gün batımıdır göğü demleyen
Ve pek tabi;
Ağaçlar sararırlar erken vakitlerinde akşamın.
Bir kırmızı,
Bir siyah,
Yüreğim.
Bir tutuk
Bir yitik bedenim.
Gizli gizli öpüp kokladığım
Dudakların.
Bu gece de yüreğimi çevreleyen;
Saçımın en beyaz teline can veren,
Sen misin?