Ağır aksak yürüyen yaşlı bir teyze,
Elinde eskimeyen bir pazar poşeti.
Aylardan eylül,
Saatlerse akşamüzeri.
Teyze aksıyor son birkaç yıldır,
Hep yaptığı gibi…
Üzerinde sökük mantosu,
Elindeki poşette,
Üşümüş bir sen
Karanlıkta seni arayan biri var!
O da ben...
Sen bana çarpıyorsun
Ben sana…
Aramızda bir aşk olduğunu anlamamız için,
Teyzenin uzunca bir yol yürümesi gerekmiyor.
Dik bir yokuş yetiyor bize.
Sadece bir an,
Fısıldıyoruz birbirimize.
Seni seviyorum…
Bacaklarındaki ağrılara dayanamayıp,
Uzun bir süre duruyor bazen yolun ortasında,
Teyze soluklanmak için.
Ayrı kalıyoruz.
Özlüyoruz.
Yine de,
Yollar bitmesin istiyoruz…
.