Kırmızı giyerim sana gelirken.
Saçlarımı eflatun bir gölge gibi,
Şekilden şekle sokarım.
Rüzgârımla bir uçurum gibi,
Seni,
İçime çekebilmek için.
Bir bakış bulundururum çantamda,
İçimdeki aşkla seni sarsın diye gözlerim.
Renkler pamuksu kozalar gibi,
Anlam kargaşasına sebep olurlarken.
Ya da aşk,
Rengi olmayan bir esintiyken;
Mavi,
Solgun bir fulardır boynumda.
Kış günlerini eskitmişliğimizi anlatır,
Seninle yeniden kavuştuğum bahara.
Ve
Siyah naif bir çizgidir.
Seninle olmayı hayal ettiğim gecelerde,
Kalbin kabına sığmasın diye,
Gizlenmiştir dolabımda.
Bazen,
Pembe olur.
Ve hiç yeşil giymem aslında'
Kırmızı giyerim sana gelirken.
Sen kırmızının kokusunu duyduğunda,
İki hayal gibi sarılır bedenlerimiz.
Aşk,
Küçük bir balıkçı kayığı gibi,
Sarsılarak kırmızı bir gölge bırakır denize.
Güneş sanki kırmızıdır batarken.
Ne sarıyı,
Ne de turuncuyu hesaba katmadım,
Birkaç renk daha var ama,
Onları sayamadım...
Çünkü,
Kırmızı benim gizli sevdiğim.
Ve ben,
Sebepsiz yere kırmızı giyerim sana gelirken.
Serin bir bahar yağmuru gibi,
Kırmızıyı içime çektikçe,
Aşkın rüzgârı da kırmızı olur,
Sevdanın içimdeki adı da'
.