BÜYÜCÜ TÜTSÜLE GÖNLÜME İSTANBUL BAHARINI
İstanbul'da rüzgă r misk-i lă le yüklüdür
Üfler zümrüt çağların kokusunu
Kuşları kanatlarında tarih taşır
Kuşları rüzgarla yarışır
Yeditepe'de İtri'nin soluğu
Çeşmelerinde Ulubatlı teri akar
Semalarında Fethin gölgesi
Bulutlarında Kır'at şaha kalkar
Süleymaniye'de Segah Tekbiri
Fener'de altın boynuza sinmiş çan sesleri
Galata'da tütsüler göğü Neve Şalom Hahamları
Yedi göğü andırır Topkapı Kubbeleri
Eyüp'te ensari güller tüter Muhammedî,
Ötede hayran hayran seyreder Piyer Loti
Etiler, Nişantaşı Paris olma hevesinde
Tokluk, açlığa nispet yapar Şarkkahvesinde
Rengarenk bir cümbüş bir şehră yin İstanbul,
Bedeni nerde olursa olsun, kalbiyle burdadır her kul
Boğaz ince belli bir gelin
Savurur Marmara eteklerini
Karadeniz saçlarını, rüzgă r tarar
İki yanda hisarlar gerdan kapar yakadan
Çamlıca ilikler, kumaş salta yeleklerini
Tutkundur her delikanlı bu mavi gözlü geline
Alıp kaçırmak ister fırsat geçse eline
Oysa bu gelin ezelden vurgundur Türk'e
Taşır sevdasını kutlu müjdeden beri
Ebed müddet nikahı, kıymıştır peygamberi
İstanbul annem kokar, İstanbul kadınım gibi sıcak
İstanbul şefkatli bir yuva, bereketli bir ocak
Can şehir seni ben dualı ninnilerle sarmaladım
Hüzünlü kundaklara beledim heyyy
Bir puslu akşamda tarihini arkaladım
Peşinden koştu kaç yalancı beyyy
Büyücü tütsüle gönlüme İstanbul baharını
Yalancı sevdalara veda edeyim
İşte söylüyorum son kararımı
İstanbul'suz sevgiliyi ben ne edeyim
Bil Ey küreli kadın,
Aşk bu şehirde lale kokar
Lale lale mısralar şiir dizer
Aşıklar, Nedim yürür, Nef'i gezer.
Ateş yakmaz, su boğmaz
Aşk İstanbulsuz, İstanbul aşksız olmaz.