Örümcek dediğimiz, sekiz ayaklı böcek.
Kanatsız ve motorsuz, uçtuğuda bir gerçek..
Dünyanın dört yanında, her iklimde yaşıyor.
En çetin engelleri, ibrişimle aşıyor.
Ürettiği ipek ip, hem yuva, hem kanattır.
Avını avlamada, çok ince bir sanattır.
Güvenli bir yer bulup, şeffaf ağı döşüyor.
Teknoloji elinde, mutlu hayat yaşıyor.
Çekilip yuvasına, gizliyor kendisini.
Dört göz ile bekliyor, avının gelmesini.
Biliyor ki az sonra, arı, böcek, kelebek,
Düşecekler kapana, birer bire gelerek.
Ne zaman ki sırça köşk, sarsılıp sallanıyor.
Avın ağa düştüğü, o anda belleniyor.
Çırpındıkça, kurbanın kanadı duşanıyor.
Örümcek de, zehirden zırhını kuşanıyor.
Hemen koşup, kurbanın üstüne çullanıyor.
En etkili silahı, zehrini kullanıyor.
Çünkü kurban güçlüyse, tuzağı yırtabilir.
Örümceğin ağından, bir anda pırtabilir.
.
Av zehirden ölünce, besleniyor gönlünce.
Örümcek hayatını, sürdürüyor böylece.
Burada anlattığım, ne hayaldir, ne masal.
Teknik gücü olanın, hayatı buna misal.
Ey arkadaş! İyi bak, örümcekten bir ders al.
Ne kimseye tuzak kur, ne tuzağa takıl kal!
İbrahim PATAZ
22.05.2009 Osmaniye.