Ağustos sonunda ettiniz sökün,
Hepiniz telaşlı halde leylekler.
Sayınız belirsiz, sonsuza yakın,
Kaç yavru yaptınız yılda leylekler?
Göç gününü nerden haber aldınız?
Her biriniz bir ülkeden geldiniz.
Toplantı yerini nasıl buldunuz?
Şifreniz var mı ki dilde leylekler?
Gökte harmandalı dönüp durdunuz.
Karanlıkta yolu kime sordunuz?
Göç yönüne nasıl kara verdiniz?
Pusulanız varmı elde leylekler?
Yaparken verdiniz çok emek çaba,
Orda yaşananlar gelmez hesaba.
Şimdi ne yavru var ne ana-baba,
Yuvanız boş durur dalda leylekler.
Kafile başını nasıl seçtiniz?
Kaç ülkenin toprağında uçtunuz?
Çok yerleşke üzerinden geçtiniz.
Kaçı köy, kasaba, belde leylekler?
Biri yaşlı, biri kanadı kırık.
İkiniz kalıyor yürekler buruk.
Boğazıma düğümlendi hıçkırık.
Gözlerim yüzerken selde leylekler.
Güneye yöneldi baş ucu göçün.
Gidin güle güle sağlıkla uçun.
Rüzgârda kanadı temkinli açın.
Sakın incinmesin yelde leylekler.
Olmasın göçerken sağlamlar sakat.
Mevla'dan dileğim siz edin rahat.
Aç susuz kalınca tükenir takat.
Ne yer içersiniz yolda leylekler?
Yabana atmayın sözüme kanın.
Yornuk almak için tepeye konun.
Düşmanı çok olur dünyada canın.
Fazla eğlenmeyin belde leylekler.
Sahraya inmeyin sıcak yakmasın!
Savrulan kum gözünüze akmasın!
Genç yavrular acı çile çekmesin!
Yükseklerden uçun çölde leylekler.
Yolunuz uğrarsa gölete göle,
Timsahlar sinsidir yaparlar hile!
Sağ salim uçarak koyulun yola.
Biraz dinlenince gölde leylekler.
ELEMİ bekliyor sizi gel sene.
Ömrü yeter ise eğer o güne.
Sak durun avcılar kast eder cana.
Deñsiz eksik olmaz elde leylekler!
İbrahim PATAZ
26.08.2009 Osmaniye