İlkbahar gelince bizim ellere
Ağaçlar donanır dal başkalaşır
Kuş sesleri birbirine karışır
Seherde seslenen dil başkalaşır.
Rüzgâr ılık eser eritir karı
Kırları görenler der bayram yeri
Çiçekler açılır kırmızı sarı
Yeşilin üstünde al başkalaşır.
Derecikler birbirine ulanır
Akar gider kıvrım kıvrım dolanır
Ulu sular kabardıkça bulanır
Yatağına sığmaz sel başkalaşır.
Yeşil giyer demirciği meşesi
Tarifsizdir yuvaların neşesi
Cennet olur yurdun her bir köşesi
Dere tepe senir bel başkalaşır.
Yamaçta diz boyu yeşeren otlar
Çayırda oynaşır kulunlar atlar
Dağlara perdedir beyaz bulutlar
Yamacın yüzünde tül başkalaşır.
Meler anasını ister kuzular
Ekin deryasına döner yazılar
Rüzgar vurur çam dalları sızılar
Eser serin serin yel başkalaşır.
Böcekler uyanır sararlar yeri
Çiçekler üstünde kelebek arı
Göklere yükselir bülbülün zarı
Goncalar açılır gül başkalaşır.
Deli poyraz esmez olur yorulur
Neye baksan rengi yeşil görünür
Koyun kuzu çimenlere sürülür
Yavrular gelişir mal başkalaşır
Güzellikler tabiatı kucaklar
Arpa buğday kardeşlenir göcekler
Uçurtmayla göğe çıkar çocuklar
Duygular depreşir hal başkalaşır.
ELEMİ vermişim gıyabi karar
Yardan ayrı günler ömüre zarar
Gönlüm sahralarda Leyla'sın arar
Aşığın gezdiği çöl başkalaşır.
İbrahim PATAZ