Ne bu feryat, ne bu figan, nazlı yâr
Gönlümdeki kışı, sen yaz mı sandın
Ne bu kahır, ne bu sitem, ahu yâr
Çektiğim dertleri, sen az mı sandın.
Sevdanla yollara düştüm düşeli
Yüreğimin içi dertle döşeli
Yollarım yokuşlu eğri köşeli
Çıktığım yokuşu, sen düz mü sandın.
Yıllardır duruyor, göğsümde ağrım
Yemeden içmeden kurudu sağrım
Ateşler içinde yanarken bağrım
Yaktığım ateşi, sen köz mü sandın.
Bir tek canım kaldı, sen iste benden
Hasrete alıştım, ne gelir elden
Çıkmıyorsun artık dilden gönülden
Döktüğüm yaşları, sen naz mı sandın.
İbrahim Değerli.13.07.2015