Kuruyan Baharım
Kuruyan baharım düşler denizinde
Yetim kalır yağmuru beklerken
Güllerin aşina kokusu
Yokluğunun gece yarısında
Çığlığıdır yarasaların mavi karanlık
Beni bağrına basar kanatsız kasırgalar
Beş para etmez şarkılar aşka dilencidir
Dağların kenarından yol gider akşamlara
Sensiz kalan şehir dize gelir
Kurşunlanır ayrılık çöllere gömülmeden
Günaydın yalnızlık yine hoş geldin
Asi terk edilişlerden ayık gittin sarhoş geldin
Bir yudum gurbete mahkumdur gönül
Yakınken uzak kalmış sevgili kurşundan acıdır
Batar güneş avuçlarına ufuklar ağlarken kaderine
Sitemkâr bir veda dolaşır beyhude dilime
Çalışkan yalnızlık oturur içime
Çilenin kostümüdür aşk
Düş önüme eşkalim vaziyet kötü
Barınamayız artık kuytu gölgelerde
Yanardağ yosun tutmazmış öfkelenmeden
Bu hicran nağmesi tebessümlere iğreti
Yanlış çalınan hüzün havasının işareti
Sana mı kalmış zamansız sevdaların yanılgısı
Düş ağrısı hayallerimde başlayan inilti
Kuşatılmış kelimelerin dehlizinde
Barınan, vadesi gelmemiş ölümüm
Kanayan bir hecedir isyanı örten satırlarımda
Sözümde kamçılanan yakarışım
Dağlar beyaz giyinmiş bir kuğu sanki
Sisler arasında gizlenmiş asırlık cenneti taşır
Yüreğinin geçitlerinde hâlâ
eski bir kanamalı hasta can çekişir
Uçurumlarında kavuşamayan aşıkların efsaneleri okunur
Bolkar dağlarının erimeyen karlı yamaçları anlatır
Bir türküde ağlayan sevda ağıtlarını
Yedi göller ismini alır belki dorukların yaşlı yüzünden