Her Ayrılık Bir İntihardır Sevda İkliminde
Her ayrılık bir intihardır sevda ikliminde
Mavzeri ölümdür yalnızlığın.
Kurşun kadar işler adama
Kara efsun gözleri.
Dondurucu ayazları vardır
Vadileri geçilmez surlarla örülüdür
Yağmur kanar yar,
Bakışlarının ıslaklığında
Kuşlar bihaberdir göğün yeşilinden
Gidişin üzere muhtıra verdim kendime
Ulusal yas ilan ettim talihsiz gönlüme.
Aşkın mıknatısıdır çile
Acıya, ölümsüzlüğe çağırır
Gözleri siyah efkâr yar
Saçlarına güneş doğar
Yudumlanan hasret demli çay renginde
Seher vaktinin soğuk dumanı eşliğinde
Sonsuz sevgilere gebe bir yürekle
Beklenen sevgilidir
Gülüşüyle destan yar
Gelişiyle suskun yanardağ patlar.
Tarifi anlatılmaz işkencedir hayat!
Bilenler bilir,
Duvarların mermerimsi donukluğunu
İçime oturan soğukluğunu
Çaresiz labirentlerin çıkışı olmayan
Yollarında
Pinekleyen ömrüm
Yağmur bakışıyla solan gülüm
Hangi yalnızlıktan hediye
Bilinmez meçhullerin ayaküstü yorgunluğu
Dudağında asılı kalan sessizliğin
Yaşam ünitelerine bağlı kalan haykırışlar
Hiçbir zaman duyulmayacaklar.
Çiçeğin hüznü açmaya delalettir
Asıl tutsaklık beyine kazınan esarettir.