Dokunduğum Şehir Gül Boyalı Dudağındır
Mavi eldivenleri takıp çizmeliyim gözlerini
Dokunduğum şehir gül boyalı dudağındır
Bir avuç tutkuyla dökülen şarkılar
Hangi özgürlükten hediyedir tutsaklık
Perdeleri indirilmiş yüreğin kan isterken eşiğinden
Esaretin paslı zincirlerini kırarken gökyüzün
Bu gelen kara bulutlar hangi rüzgarın habercisi
Yeşil vadilerinde ölüm topluyorum baharın
Çiçek kokarken bıraktığım nehir kan sunuyor bana
Artık vahşete çivilenmiş bakışlar
Katilini emziriyor babil
Yerinde bağlı kalmıyor
İntikam köpeklerine talim yaptırıyor okyanuslar
Şafak vakti baskınlarını bekliyor
Dizginlenen atlar
Ne zaman döner gagalarında ölüm taşıyan ebabil sürüsü
Kuş duasına çıkıyor yağmur duasına aşina erenler
Yağmur isteyenler gökten özgürlük bekliyor artık
Kini gözlerinden silemem
Ne zaman mavi gökyüzü akar arklardan bilemem
Güneş karanlığa sıkılmış kurşun
Ben gözlerine meftun ve vurgun