Ruhumuzda derin bir aşk kanat çırpar,
Bu aşkla şahlanırdı bindiğimiz atlar.
Ulaşılmayan kalmamiştı tek bir serhat,
Hayat bulurdu nalların ezdiği nebadat.
Kuruyan toprağa rahmet misali düşerdik,
Mazlumun sofrasında aş olur pişerdik.
Mızrağımız meşale,nur olurdu alem,
Duyulmazdı ne bir keder ne de elem.
Aşkımızı huşu ile ilan ederdik
At kişnemesi,kılıç sesi eşlik ederdi bize,
Dağlar mukabele ederdi yüce tekbire.
Ecdadı görürüz ufukta,kalkarsa perde
Bir melhem olup, şifa için her derde.
Şimdi içimizde sevda, bir feryad- ı ecdad,
Arıyorum yeni aşıkları, başlasın: farz- ı cihad!