VEDA
Dün güneşi paramparça gördüm pencerenden perdeleri çektiğimde
siyah bir seccade gibi önüne serdim yüzümü ben de.
Eğildim nehrine mataramı mengü suyunla doldurmak için
gördüm âşık sûretimi kırık camında elimdeki fenerin.
Sarsıldım ve ürperdim beynimden parmak uçlarıma dek
baktım, şıra küpüne batırılmışçasına sararmakta bedir.
Ehram giyip tavaf ettiysem de ayak izlerini kıblem sayıp
karaldı yine 'sol mememin altındaki cevahir'.
Toprağı dinledim, patikalarda koştum,yalnayak aştım koruları
o mutad işaretini yine bulamadım vaad ettiğin cennetin.
Yaşlı kelebeklere özgü bilgelikle dolandım ışık hâlende
fakat yitirdim yıldız kuşağımı zaman koridorunda gecenin.
Kurtulamadım bir türlü ulu kemanının ses kasırgasından, ey Aşk
artık zerkeyle damarıma yeşil zehrini gözlerinin.