ŞAFAK BEKÇİSİ
deniz kızları pervane şehrin ucundaki fenere
gözlerimizdeki yıldızlar aydınlatıyor geceyi
Bizans surları Osmanlı bedestenleri Hünkâr camileriyle
bu şehirde hâlâ güneşe açık bir pencerem var
çocukluğum tahta sandalyeli kasaba sinemasında
nehirde yankısı abla kemancının
nektar içen bir nergis miydi ablam
kıyısını denizlerin süslediği bir şehrin
yağmurlar dağılır camlarında seferberlik trenlerinin
halkım asırlarca hatırlayacak mutlu sultanlığımı
kemanlarını kutusuna koyarken abla kemancılar
iki perde arası beni hatırlayacaklar bir de Peruz'u
göçerlerin bey sandığı bu delinin kandili
şehrin en güzel masalı asırlar sonra da
buluttan saraylara taç yapan çocuklar
bakır akşamların alaşımında seyredecekler sultanlığımı
ve seslenir çocuğun gözlerindeki yıldız:
-Şafağın tek bekçisi olduğun yetmez mi…